Annem mutfağın kapısından seslendi: "Kızım sofraya kasnağı koydunuz mu? Siniyi getirecegim"
Kasnak ne olabilir ki diye düşündüm. Sofraya baktım anlamadım, o ne ki anne dedim.
Henüz yedi - sekiz yaşlarında falanım. Türkiye'ye izin için gitmiştik.O zamanlar da Ramazan yaz aylarına denk geliyordu, iftar için sofra kuruyorduk. Evet şimdi ki gibi masa değil sofra kuruyorduk evin hayatına. Yemekler büyük sinilere yerleştirilir, tüm aile sininin etrafında toparlanırdı. Kasnağın ne demek olduğunu o zaman anlamıştım ve çocukluğumdan kalma Ramazan bana hep o sofrayı ve kasnağı hatırlatır.
O zamanlarda evlerin "hayat" denilen yaşam alanları vardı. Kendi mahremiyeti içerisinde ve insana insan gibi yaşama hazzını veren, insanın hayat bağı olan nefes alabildiği, günü doğurup batımını görebildiği, yediği içtiği, çocukların oynadığı, gençlerin ders çalışıp muhabbet ortamlarının kurulduğu, gerektiğinde düğün derneğin, davetlerin icra edildiği yaşam alanları idi hayatlar…
Dedem için çekirdek aile; bizim için dayı, teyze, kuzenler tüm sülale top patlayıp ezan okunsun diye heyecanla beklerdik.
Aradan otuz küsür yıl geçti. Ramazan yine yaz aylarına denk geldi. Yine aynı heyecanla ve muhabbetle Ramazanı karşıladık. Ama herkes gibi bende, bizde aynı duyguyla şöyle dedik:
"Nerede o eski Ramazanlar".
Ramazan; heyecanla beklenen bir sultan. Her zerresinden, her anından istifade edilmesi gereken eşsiz bir mukafat, eşsiz imtihan.
Ramazan deyince hepimizin bilinç altinda yatan ve hayalinde canlandırdığı duygular vardır. Çocukluğumuzun en unutulmaz anları genelde Ramazanla ilgilidir. Çünkü alışılmışın dışına çıkış vardır. Yeme içme uyku ve sosyal yaşamda kuralların dışında farklı bir yaşam vardır.
Sanki farklı bir huzur, farklı bir muhabbet. İnsanın ufak tefek bile olsa kendini bütün hoş olmayan durumlardan kendini kontrole aldığı bir duygu.
İnsanın bedenle değil, kalple, gönülle, iç alemiyle baktığı ve yorumladığı bir durum.
Bazen de veren bir el. Hemde daha çok veren, daha çok paylaşan bir el Ramazan.
Dedik ya nerede o eski Ramazanlar…
Acaba aradığımız o eski Ramazanlar mı, eski bayramlar mı, yoksa o eski insanlar, eski ortamlar mı.
Aslında degişen değişimin kendisidir. Şöyle bir tesbit vardır, " Teknoloji Sosyolojiyi etkiler".
Toplumsal yaşamımızda iletişimin daha hızlı ve pratik şekilde yapılmasını sağlasa da, teknoloji her safhasında sosyal yaşantımızı da değiştirmiştir. İnsani özelliklerimizi daha da materyalleştirip, birbirimizden uzaklastırmıştır.
Apartmanlar, lüks daireler, siteler daha pratik yaşam sunarken elimizden konfor alanımızı yani "hayat" larımızı almış bizleri hayatsız bir yaşama eşya ile dolu küçük odalara zorlamıştır.
Eskiden büyük konakların kapılarında burada yemek verilir yazarken, şimdi dikkat Köpek var yazmakta…
Teknolojiyle kaybolan değerlerimizin etkileşimlerini sıralarsak herhalde bitiremeyiz. Ama şu bir gerçek ki artık kasnak kullanmıyoruz, sini de.
Artik dedelerimizin çekirdek ailesi de toplanmıyor bir araya. Komşular da yok iftarda birşeyler paylaşacağımız, sahuru birlikte yapacağımız. Birbirimizden olduğunca uzaklaşmışız.
Teknolojiye ve değişime kendimizi hapsetmiş ve de her devrin kendi geçmişini, kendi Ramazanını, kendi bayramını arayan aslında "nerede o" deyip hep geçmişe özlem duyan toplum haline gelmişiz.
Benim çocukluğumun Ramazan denince aklımda kalan şeyler bunlar. Umarım bir gün kendi (hayat)larımızı tekrar kurar, tekrar o eski günleri yaşarız.
Ramazanın hepimize gönül kapılarını açması dileğimle.
Arife BEYHAN
14 Nisan 2022
Yorum yazarak Karamandan.com Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Karamandan.com hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Anadolu Ajansı (AA), İhlas Haber Ajansı (İHA), Demirören Haber Ajansı (DHA), Anka Haber Ajansı (ANKA) tarafından servis edilen tüm haberler Karamandan.com editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Karamandan.com değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Karamandan.com Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Karamandan.com hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Anadolu Ajansı (AA), İhlas Haber Ajansı (İHA), Demirören Haber Ajansı (DHA), Anka Haber Ajansı (ANKA) tarafından servis edilen tüm haberler Karamandan.com editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Karamandan.com değil haberi geçen ajanstır.
Yorumlar
(1)Asg - Cok güzel anltattiniz maalesef artik öyle
Yazılan yorumlardan Karamandan.com hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz. Sitemizin Topluluk Kurallarına uymayan yorumlar yayınlanmaz. Yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz.
Anadolu Ajansı (AA), İhlas Haber Ajansı (İHA), Demirören Haber Ajansı (DHA), Anka Haber Ajansı (ANKA) tarafından servis edilen tüm haberler Karamandan.com editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Karamandan.com değil haberi geçen ajanstır.