“Kapat gözlerini kimse görmesin.”
Bu dizeyi güftesi Mehmet Erbulan, bestesi Mustafa Seyran’a ait segah şarkının girişi olarak bilirdim. Değilmiş. Makam, mevki, güç, iktidar, para, pul sahiplerinin gazetecilerden isteğiymiş.
Bakma kardeşim! Duyma kardeşim! Bakacağın yeri, duyacağın sözü bana bırak. Gazeteci olduysan ne olmuş yani. Her şeyi görmek zorunda mısın? Senin kulağın herkesten farklı mı? Ben söylerim sen yazarsın. Hatta sen hiç yorulma, ben söylerim bizimkiler yazar, sen de kullanırsın. Hazır lokma, mis gibi. Ne zahmeti var ne masrafı...
İlkokula gitmedin mi? Öğretmen kelimeleri tek tek söyler, öğrenci de yazar. Anlayamadığı yeri, önce parmak kaldırır, “Tekrar eder misin öğretmenim?” diye kibarca sorar. Sonra yazılan cümleyi okursun. Unuttun mu? Böyle olacaksın! Kafana buyruk takılmak yok!
Okuru bilgilendirmek sana mı kalmış? Okur dediğin kim ki? Senden çok bize inanır. Senin yazdıklarına göz atan bile olmaz. Haberci isen, muhabirsen, bir yerlerde yazıp çiziyorsan, televizyoncu isen, sunucu, spiker, kameraman, foto muhabiri isen ölçülü olacaksın. Önce bizi tanıyacaksın, sonra haddini bileceksin.
Görmüyor musun, her yer güllük gülistanlık. Pazar yerleri tertemiz, kaldırımlar geniş geniş. Kuraklık var ama hizmet yağıyor. Çisil çisil, ardı arkası kesilmiyor. Pembe tablo çizmek dururken, ne öyle griymiş, siyahmış, mormuş. Pembeden başka renk olmadığını duymadınız mı?
Bizden öncekiler neler yapmış neler? Öyle ulu orta değil, bazı tanıdıkların kulağına fısıldıyoruz. Tapu gibi sağlam faturalar var elimizde. Onlar var ya onlar, har vurup harman savurmuşlar. Biz tasarruf tedbirleri uyguluyoruz. Bir öncekilerin kilosuna bakın bir de bize. Kim daha şişman?
Çay parasını bile cebimizden ödüyoruz. Hatta evden termosla çay getirenlerimiz bile var. Sadece çay mı? Kahve de öyle. İkisi bir arada, üçü bir arada. Sıcak suya boşalt karıştır. Misafirlere de kendi cebimizden ikram ediyoruz.
Bunları böyle tek tek anlatıp yazdırdığımız da olmuştur. Gerçi onlardan, hızını alamayıp daha fazlasını yazanlar da olmuş ama biraz abartmaktan zarar gelmez. Öyleleri biliyor işlerini. Kaç yıldır yapıyorlar, öğrenmişler.
Yazacaksanız öyle yazacaksınız, övgülere boğacaksınız. Onlara bakıp öğrenmediyseniz suç kimin? Bir süre önce biri yazdı. Gazeteci değil ama öyle sanılıyor. Okumadınız mı? O ve ona benzeyenler gazeteciyse siz nesiniz? Nasıl gazetecisiniz?
Bisiklet yollarını en çok kim kullanıyor? Tabii ki biz. Bizden önce bisiklet mi vardı? Ya asfalt? Yollarınızın eski halini bir hatırlayın! Eskidenmiş öyle gazetecilere para dağıtmak. Biz de yok öyle şey. Para istemediğimize şükretsinler. Harcırah marcırah hak getire. Yanlışlıkla harcırah tahakkuk ettirirler endişesiyle yerimizden kıpırdadığımızı gören olmuş mu?
Gazetecilik birilerine yaranma mesleği değildir
Gazetecilik zor iş. Türkiye’de daha zor. Herkes kendi düşündüğü gibi yazılsın, kendi inancına uygun yazılsın ister. Bir cümlede on özne, yirmi sıfat, otuz yüklem olsun ister. Türkçede böyle cümle kurulmaz deseniz de ikna olmaz. Okumadan hüküm verir, okuduğunu anlamaz. Soruya muhatap olmak istemez. Soru sorulmasına asla izin yoktur. Cevabın doğru yanlış olmasının da aslında önemi yoktur.
Gazetecilikte kimselere yaranamazsınız. Gazetecilik zaten birilerine yaranma mesleği değildir. Yağlama, yıkama ile uzaktan yakından bağı ve bağlantısı yoktur. O mesleklerin adları başkadır. Yaranmak için çabalayan birilerini görürseniz ve size gazeteciyim diyorsa inanmayın. Her şeyin çakması çoğaldı.
Gazeteciyi teşekkür için arayan olmaz, olursa da kırk yılda bir. Ama şikayet eden edene. Mesleğimi düşünür, bu meslek mensuplarına bakar, haber kaynağı veya okurların tepkilerini görünce “Gazeteci beddua almış kişi, gazetecilik lanetli bir iş olmalı” diye hayıflanırım.
Oysa gazetecilerle ilgili bir yasa vardır, 60 yıldır yürürlüktedir ve o yasa gazetecileri fikir işçisi olarak tanımlar. Fikir işçiliği dünyanın en ağır işidir. Önce fikir sahibi olunur sonra işçi. Fikir olmadan işçiliği olmaz.
Gazeteci, toplumun fikir önderidir.
O korkmadan araştıracak, öğrenecek ve yazacaktır. Böylece kamuoyu gerçekleri ayrıntılarıyla öğrenebilecektir. Gazeteci güç odaklarına biat etmez, şirin gözükmeye çalışmaz, yaltaklanmaz.
Karaman’da basın mensuplarının horlandıklarını, dikkate alınmadıklarını, yöneticilerin özellikle internet gazeteciliği yapan kişilere mesafeli olduklarını duyuyorum. Böyle olmasının birçok nedeni vardır. Bunları bir sonraki yazımda değerlendireceğim.
Karaman’da Belediye Meclisi’nin Temmuz ayı toplantısını izlemek isteyen gazeteciler belediyeye ait bir şirketin işçisi olduğu öne sürülen üç kişi tarafından saldırıya uğramış. Ne zamandır işçiler meclis toplantısını izler oldu. Herkesin gözü önünde saldırmaya cüret edecek kadar gözü karalığa ne denir? Bir gazeteci Meclis toplantısında neden saldırıya uğrar? Kim bir gazeteciye saldırmak ister? Saldırı eleştiriyi engeller mi? Öyle mi inanıyorsunuz?
Gazeteciler şikayetçi olmuşlar, olayın planlı ve tertipli olduğunu iddia etmişler. Olaya adı karışanların ifadeleri alınmış, serbest bırakılmışlar. İnsanları korkutmaya ve gözdağı vermeye çalışmak kimseye yarar sağlamaz. Gerginlikten prim devşirilmez. Allah korusun, üç beş gazeteyi öldürseniz sizi herkes haklı mı görecek? Bu ülkede yeterince gazeteci cinayete kurban gitmedi mi? Daha yakın zamanda peş peşe saldırılar olmadı mı?
Karaman Gazeteciler Cemiyeti’nin açıklaması hem yerel hem ulusal basında yer aldı. Başta Karaman’ın üç milletvekili olmak üzere olay birçok kişi ve STK tarafından kınandı. En önemlisi Karamanlı gazeteciler birlik oldu, hem de ilk kez. Saldırıya tepkilerini dile getirdiler. İlk kez sessizliğe bürünmediler. Hayırlı başlangıçlar güzeldir. Diğer yandan yıl boyunca hemen her gün basını kullanarak bültenlerini halka ulaştırdığı halde "basına şiddet" kınamasında bulunmayanları da takip ediyorum.
Geçtiğimiz yıllarda bir gazetecinin evinin kurşunlandığı olay henüz aydınlığa kavuşturulamadı. Dosya açık bekliyor. Karaman’ın basın mensuplarına saldırılarla gündeme gelmesi hayra alamet değildir. Basına saldırı ve kaba güç kullanılması ülkelerin sicil defterlerinin kara lekeleri olarak kabul edilir. Karaman, bugüne kadar tanık olmadığı bir durumla karşı karşıya. Bu konuda başka iddialar da dillendiriliyor.
İnşallah bu saldırının ve evi kurşunlanan gazeteci olayının iç yüzünü ortaya koyacak bir çalışma yapılıyordur. Olayın müsebbipleri ortaya çıkarılacaktır. Karaman’ın adını kirletmeye yeltenenler hakkında yasal işlem devam ediyor.
Demokrasilerde şeffaflık esastır
Demokrasilerde şeffaflık esastır. Giz perdesinin arkasında karanlık işler döner. Suskunluğun olduğu yerde kusur vardır, kusurlu iş vardır. Maalesef yaptıkları her şeyi güzel zanneden, her hareketlerinin iyilik olduğuna inananlar var. İnansınlar, sakıncası yok. Ama başkalarını da inandırmaya çalışmasınlar. Bunun için zorlamaya, hakarete, iftiraya, tehdide başvurmasınlar. Üstelik bunların sayısı ve destekçileri çoğalıyor. Sahi ne oluyor? Neler oluyor?
Karaman’da gazeteciler bilgilendirilmiyor. Belki bilgi talep eden olmuyordur. Ne vali, ne belediye başkanı, her iki yönetici ile yapılmış söyleşi ve röportaj görmedim. Varsa özür dilerim.
Yöneticiler mi, gazeteciler mi, Karaman halkı mı istemiyor söyleşi ve röportajı? Karaman’da monolog önde. Şehrin önde gelen isimlerine dikkat edin. Soru cevap göremezsiniz. Sorusu olmayan cevabı kim ne yapsın? Tek yanlı açıklamalar daha çok açıklamayı yapan kişinin veya o kişinin temsil ettiği kurumun çıkarınadır. Propaganda içerir, gerçeği tek yanlı sunma gayreti vardır.
Benim bu ifadem bir durum tespitidir. Sebebini Karaman araştıracaktır. Felsefi bir ifade olmakla birlikte sosyal gerçekliktir: Övgü yöneticiyi yanıltır. Eleştiri ise gözden geçirmeye ve tekrar düşünmeye imkan sağlar. Övgü despotun, eleştiri demokratın beklentisidir. Eleştiri haktır. Hakaret ve saldırı ise suçtur.
Özel haberden, sosyal ve kültürel etkinliklerden mahrum bir şehirde, gazetecilerin darp edilmesi sineye çekilecek, örtbas edilecek sıradan bir olay olmasa gerek. Saldırıyı kınıyor, saldırıya uğrayan gazetecilere geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum.
Yorum yazarak Karamandan.com Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Karamandan.com hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Karamandan.com editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Karamandan.com değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Karamandan.com Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Karamandan.com hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Karamandan.com editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Karamandan.com değil haberi geçen ajanstır.
Yorumlar
(8)Fatma T. - Ankarada halka sunuluyor toplantılar, tüm ulke bunu biliyor burda sadece gazeteciler izlese ne olacak acaba!?
Hakkını vermek isteyen gazeteciler, susmasin Valiyle, belediye başkanıyla bu şehir halkını bilinclendirmek için gereken herkesle, oturduklari koltuktan kalkacaklari ana kadar röportaja devam edin... Yoksa niye gazeteci olasiniz ki...
Niyazi Düzenli - Ahmet kardeşim eline sağlık Selametle
Çoban - belediyede başkan varmı ?
Karamandan - karamanlı olmayan fakat 7 senedir karamanda yaşayan biri olarak gözlemimi iletmek isterim.ideolojik düşüncemle ters olmasına ragmen oyumu savas beyden yana kullandım.iyiki oyumu savas beye vermişim dedim.7 senedir ilkdefa bu kadar belediyenin sahada oldugunu iş yaptıgını fark ettim.ki halada hizmet devam ediyor.belediye başkanı varmı demekle haksızlık ediyorsunuz.. saygılar
Cengaver - Sayın millet vekilleri, Belediye Başkanı saldırıyı şiddetle kınadıklarına göre çok basit saldırıyı yapan kişileri görevlerinden alabilir, tabiki en önce saldırıyı organize edeni.Yargı sürecini beklemeye gerek var mı anlamadım.Yok suçsuzlarsa niye kınadınız.
Profesör - Hayatında iki koyuna sahip çıkamamış çoban bile olamamış belindeki delikli demirin arkasına sığınan zavallılar
Seçkin Üstbaş - Malesef günümüzde sevginin saygının kalmadığı günleri yaşıyoruz ve saldırılar peş peşe duyrulur, görünür oldu...Şiddetle kınanması, Yasal tedbirler alınması gerekiyor...Ama nerdeee.
M.akif - Saldırıya uğrayan,gazeteci arkadaşlarımıza geçmiş olsun.Malesef gazetecilik ve Karaman adına müessir bir olay.
Yazılan yorumlardan Karamandan.com hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz. Sitemizin Topluluk Kurallarına uymayan yorumlar yayınlanmaz. Yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Karamandan.com editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Karamandan.com değil haberi geçen ajanstır.