Dinini yaşayanlar bir diğerleri de dini kendilerine kamuflaj malzeme aracı olarak kullananlar... Gerçek Müslüman nefsi arzuları için dinini kullanmaz eğer ki böyle bir düşünce gelir gönlüne yerleşirse tebessümle selam eder.
Gönüllere girmek için kendimi naza çekmek gibi bir lüksüm yok. Çünkü ‘’ Dostun evi gönüllerdir’’
Küçük odamda tevekkül halinde tabiatıma şekil vermeye çalışıyorum. İç dünyam iğne atsan yere düşmeyecek kadar kalabalık bir o kadar da karışık duygular. Öfke gibi tahrik edici, hırs gibi açgözlü, kin gibi kan emici, kötü huylarım var iken zoraki de olsa kendime gönüllere giden yolda çaba sarf ediyorum. Bir şeyi daha fark etmiştim nefis sürekli üzerime geliyor, bana yakışmayan işler de benim üzerimde hesaplar yapıyor. Nefis olmasa kötü huylarım hiçbir anlam ifade etmiyor. Nefis yuları eline alıyor bir yığın dil döküyor, hayalimde bir şeyler canlanıyor, inceden inceye hesaplıyor, ölçüyor, biçiyor, kötü huylarımı bellekte hesap kitap etmeden bu haliyle kaydediyor. Doğru zannettiklerim yanlış oluyor. Nefis şeytanın uşağı, kötü huyların emir erleri, hiçbir zaman da iyiliğe taraf olmazlar. Nefis üç duyguya sahip çıkmış kin, nefret, öfke sonrakileri tamah, kibir ve gurur takip ediyor. Nefis, gönül karşısında kazanıyor garip değil hem de arka arkaya, sürekli birbirlerini takip etmeleri ve duyguları sahiplenmeleri, her an değişmede olabilir mesela hem iyi hem de kötü huylardan hırs, inat, öfke birde bakmışsınız kötülüğün yanında ya da her iki tarafta. Bunları bana içimde ki ben söyledi. Ben bu akşam ki nefis muhasebemi kaybettim. Tam ümitsizliğe kapılacağım sırada bir his geldi içime nefsime meydan okumak, onu oyuna getirmek, onu oyalama fikri, bu fikir beynimde dolaştı durdu rahatlatmıştı beni. Nefsin, nefis muhasebemi kaybettiğimin haberi olmuş alaylı bir tavırla gülüyor. ‘’Beni kandırabileceğini aklın kesiyor mu?’’ Diyordu. Nefis, ‘’Kendimi de övmüyorum çünkü beni sen besledin sen yeşerttin.’’ Pek de yalan değil. Bu gün de nefsime karşı mağluptum.
Öfke ile kin öz babaları nefis, deli gibi onlarla uğraşır. Her ikisi de en çok onun yanında diğer duygulara hükmetmiş. Nefis bir an olsun kin ve öfkeyi yalnız bırakmıyor onların haklarını koruyan fısıltılar yayıyor. Parça parça lime lime duyguların içlerine yerleştiriyor. Onlar da hemen benzerleri arasından sıyrılıverip kendilerine özgü hünerlerini sergiliyor.
Nefiste boyunlara atılacak yularlar çeşit çeşit mesela gurur kibir, iftira, riya, kınama, ayıplama lanet işleri başınızın üzerinde dolandırır durur. Kibar ve nazik bir beden hareketiyle nefis gemisinin bütün fırtınalarında gez, adına da alın yazısı de. Er insanların hepsi nefsini dizginlemeye çalışıyor er insanlar nefis terbiyesiyle meşgul, fakat nefis bir türlü razı olmuyor. Yanaşmıyor. Bir entrika oyunla huyları kendi tarafına geçiriyor. Tüm duygulara hükmedebilen nefis görünüşünden tavırlarından gönül işleriyle uğraşmıyormuş gibi görünüyor aslında gönül sarayına bir girebilse o tahta bir otursa o da ferahlayacak rahatlayacak. oysa bilmez ki o ‘’gönül Calab’ın tahtı, Calab gönle baktı’’
Ruh, çok uzaklardan gelip duyup anlayabildikleri kadarıyla karakterimi bildiğinden isyan etmemem gerektiği bana söyledi. ‘’ Nefsinden hayırlı bir şey umma. Merhametsiz sahte soylu bir düşmandır o, faydasızca gönül tahtınızı sallar durur. Kurtar kendini ondan, açık açık söylüyorum, kibarlık maskesi altında tüm kalbini ve yüreğini ele geçirebilir. Sönmüş odun parçalarından yapılmış tahtınızda, sönen ateşi yeniden canlandırarak tahtınızı yakabilir. Şiddet hızıyla gelen öfke ve kin sizi kızartabilir.’’ Sivrisinek kadar bile değer vermeyin ona. O, kendisine bahşedilen olağan üstü bir güç taşıyor. Kendi başına hareket etmediğinden bütün duygular üzerinde de anlaşılmaz bir tesiri var.’’
Ruh, ‘’Ruhumun sonsuzluğunda ufkun içinde çok yoldan geçtim gönül evinin etrafında şeytan ve nefis fısıldaşarak dolaşıyorlar. Gecenin karanlığında daha çok ortaya çıkıyorlar, leyleğin çatıya tünediği gibi gelip gönle tünüyorlar. Nefis, akıp giden her yerde, bir iletişim kuşu o. İradenin bağını gevşeten içgüdülerin vahşi kuşu. Ruh, saflığını ve sadeliğini yitirmiş olmanın utancıyla açık sözlülükle anlatıyordu. Ben bütün bunları ruhsal gezintilerimde öğrendim. Nefsin benden uzak olsun’’ Nefis duydukları kadarıyla gururuna yediremediğinden saygısızca bağırdı, ‘’Ben sizin hiçbir zaman düşmanınız olmadım. Bütün gün arkalarından koştuğunuz kötü huylar size beni yanlış tanıttılar. Pekala konuşsaydık şimdiye kadar her şeyi halledebilirdik.’’ Aslında nefis ahlaki hislerden vazgeçtiği halde bile bile yalan söylüyor çünkü nefis kandırmaca oyununu çok seviyor.
Ruh, nefislerine körü körüne itaat eden gönüllere kızıyordu, nefis de ruhun tatlı tatlı anlattıklarına. Nefis, zincirlerini zorlayan bir yaratık görüntüsüyle, ‘’Sus! Ben, doğuştan bu yana her şeyi biliyorum. Zaaflarınızı ve nelerden hoşlandığınızı onlarla iradenizi baştan çıkartır çorba karıştırır gibi içinizi karıştırırım. Kalbinize girer vaatlerimi sıralarım emreder ve kenara çekilirim. Nefis gayet rahat bir şekilde, ‘’Mesela sana cinayet işle desem emrettiğim için gider işlersin o kadar.’’ Nefis, tensel şeylerin kendisine verdiği bir hazla, ruha meydan okurcasına anlık bir örnek vermek istedi öfkeyi yanına çağırdı. ‘’Git şu karşımda duran kadına ulu orta bağır. Bedenine emretti gözlerini kan bürüsün.’’ Öfke ile bedeni tutuşturmak için ne kadar da az şey gerekiyor. Akıl, mantık aramayın sadece anlık birileri sopa yiyecek. Beden de öfkelenmişti kızgınlığından ateşli olması nefsinin kölesi olduğunun deliliydi. Bu konuşmalar doğal sorulara meydan okuyarak cevap vermeler ruhu heyecanlandırıyor içinde bir titreşim meydana getiriyordu. Nefsin duygular üzerindeki hâkimiyeti, hayvani olan her şeyi zevkince coşturuyor gönül de nefsin yuları boynunda iken kendisini sıcacık okşadığı yuları kendi üzerinde hakkı olduğunu kabul etmiş, kendini mahvediyordu.
Beden pişmanmış gibi, ‘’Benim suçum yok, tüm bunlar nefsin oyunu.’’ Nefis, ‘’Evet, beden de benim kölem tasasız ve kaygısız olarak kötü huyların son derecesine ancak onunla ulaşabiliyorum. Öfkenin kılıcına, kinin kırbacına nasıl iş gördürülebilirim? Öfke ve kin yaşasın kötülük demek için birlik konusunda anlaştılar. Gönül kırgındı bedene, ‘’Neden? Sen de olmasan ben gönüllere nasıl girerim?’’ Gönül zorlu bir dönemden geçiyordu. Gönül gözü açılmış bedeni ilk defa görmüş gibi bakıyordu. Nefsin köleliğinde sınırlar neydi? Bu kadar alçalma, yaptırmak istediği kötü işler……. Nefis neredeyse gönlünü kendisiyle eşit hale getiriyordu. Gönül nerede hata yaptı? Kendisini suçluyor, kendisine hâkim olamayarak kendine kızıyor. ‘’Nefsinin iplerini eline alıp sürükleme arzusu yok mu?’’ Nefsi ters düz etmek amacıyla tam ipleri eline almak için atıldı. Her zaman ki gibi öfke ve kinin hiddetinden iyi ve güzel huylar kaçtı saklandı, akıl kayboldu, cesaret korktu yanaşmadı. Gönül, ’’Ümit ve sevgi onları da kaybedersem tamamen iyi insan olmak adına gönüllere girme sınavımı kaybedeceğim.’’ Tahammül edilmez bir ıstırap bu duyguları tatmak.
Aslında hepsi bir çalışmanın eylemin ürünü. Elli yıllık envanteri gönül rabıtaları, nefis muhasebeleri ve gözünden akan yaşlar kalemiyle savunmasını veriyor ve tekrar sorgulamaları başlıyor. Kalıtsal huylar benden çocuğuma geçecek ona da başka bir gönül tortusu gelip peyda olacak. Güzel bir şey mi? Tekrar vicdanını rahatlatan bahanelerle gönlünü yeni mücadelelere hazırlıyor. Daha ne ister gönlüm, giremediğim bana benzeyen gönüllere girsem, o tadı bilsem, benim kendi gönlümün tamiri için üzerime bir örtü, memnuniyetle sürdürebilecek bir dostluk için……. İhtiyacım var.
Nurten Kılıç.
Yorum yazarak Karamandan.com Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Karamandan.com hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Karamandan.com editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Karamandan.com değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Karamandan.com Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Karamandan.com hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Karamandan.com editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Karamandan.com değil haberi geçen ajanstır.