Sizleri Hep Hatırlayacağız

“ Karaman İçin Güzel Gelişme” başlıklı bir haber vardı, karamandan.com’da. Karaman’da kovit vaka sayılarının iyiye gittiğini ve “Çok Yüksek Riskli İller” listesinden çıkıp “Yüksek Riskli İller” arasında yer aldığını bildiren bir haberdi. İnşallah kısa sürede mavi renge bürünür “Düşük Riskli” iller kategorisine atlarız.

Hiçbir başarı kendi başına gelip kapıyı çalmaz. Her başarı bir sebebe bağlıdır. Kovit salgınıyla birlikte gördük ki, bu tehlikeyle başa çıkmaya çabalayan “fedakarlar ordusu”nun neferleri sağlık çalışanları. Ağır vakalarda hastanın başında sağlık çalışanlarını gördük. Evlerinde karantinada tutulanların takibinde yine sağlıkçıları gördük. Salgından bu yana gece gündüz demeden, günlerce yatak görmeden çalıştılar. Televizyonlardan ve gazetelerden “maske, mesafe, temizlik” diyerek, hepimizi uyardılar. Sağlıkçıları yeniden, yeni gözle gördük. Onlara minnet duygularımızı bildirdik.

Sadece sağlık ordusu değildi, kovite karşı oluşturulan barikatlarda görev alanlar. Ev ev, köy köy, dağ bayır gezen, kara, çamura, soğuğa, sıcağa rağmen halk sağlığını korumak için gayret eden kovit timlerini de unutmadık.

Karaman’da kovite karşı alınması gereken önlemler ve bu konuda duyarlı davranılması için emek verenlerin bir bölümü de kadınlarımız oldu. “Karaman İçin Güzel Gelişme” başlıklı haberi okuyunca, Vali Mehmet Alpaslan Işık’ın eşi Munise Baştuğ Işık’ın önderliğindeki “Sevdiklerine Nefes Ol Karaman” kampanyasını hatırladım.

“Hafıza-i beşer nisyan ile malûldur.” Yani insan unutan varlıktır. Amenna! Fakat bazı olaylar ve kişiler vardır ki, onları unutmamak vefadandır, kadirşinaslıktır. Aşağıda okuyacağınız bölüm bu amaçla yazılmıştır.

Vali Mehmet Alparslan Işık'ın eşi Munise Baştuğ Işık önderliğinde, Valilik Bilgi İşlem Şube Müdürü Gülsine Kılınçarslan ve AFAD İl Müdürü Şerife Han’ın koordinatörlüğünde “Sevdiklerine Nefes Ol Karaman” projesi kapsamında, Türkiye’de bir ilk olma özelliği taşıyan bir faaliyet başlatıldı.

Munise Baştuğ Işık, o günlerde yaptığı açıklamada, kamu görevlilerinin sokakları, işletmeleri denetlediğini ama evlerin denetlenemediğine dikkati çekmişti. Munise Hanım, evlerde en büyük görevin kadınlara düştüğünü, kadınların tüm aile bireyleri üzerinde içgüdüsel bir koruyuculuğa sahip olduğunu vurgulamıştı.

Bu nedenle Karaman'daki kadınlara hitaben bir mektup kaleme alan Munise Baştuğ Işık 'Kadın varsa hayat vardır bunu hep birlikte başaracağız' demişti.

İşte Munise Işık’ın binlerce kadına yazdığı o mektup; 
“Bu mektubu size en kalbî duygularla bir eş, bir anne, bir evlat olmanın verdiği sorumluluk duygusuyla yazıyorum. Zor bir zaman diliminden geçiyoruz. Bu salgın sürecinde gözümüzle göremediğimiz, nereden geldiği belli olmayan bir düşmanla savaşıyoruz. Korona virüs salgını ile birlikte hastalığın kendimize ya da sevdiklerimize bulaşma ihtimalini bilmek, hem hepimizi endişelendiriyor hem de daha tedbirli yaşamaya zorluyor. Hep birlikte eski güzel günlere geri dönebilme umudunu diri tutmaya çalışıyoruz. 

Sevgili Hemşehrim, 
Kış şartlarının kapıyı çaldığı ve artık kapalı mekanlarda, evlerimizde daha çok vakit geçirmeye başladığımız bu süreçte salgının bulaşma riski de artmıştır. Salgından koruma amaçlı olarak kamu kurumlarınca alınan önlemler ve yapılan denetimler, evlerimizin dışında, sosyal alanlarda ancak bir yere kadar bizleri ve sevdiklerimizi koruyabilir.

Bu zor günlerde bir kadın olarak çocuklarımızın, eşlerimizin ve aile büyüklerimizin bize her zamankinden daha çok ihtiyacı olduğunu düşünüyorum. Bu virüs salgınını bitirebilmek için; evlerimizde bizler başta olmak üzere, kararlılıkla ve sabırla, ‘Maske-Mesafe-Temizlik’le ilgili koruyucu tedbirleri uygulamamıza, kadınlar arasında toplanılarak yapılan günlerden, akşam gezmelerinden, akraba ziyaretlerinden, düğün, taziye, mevlid, doğum günü partisi, yılbaşı kutlaması gibi toplu etkinliklerden uzak durmamıza ve aile fertlerini bu tedbirlere uyma konusunda yönlendirmemize ihtiyaç var. Sevdiklerimize bu konunun önemini en iyi biz kadınlar anlatabiliriz. Biz, bir anne, bir eş, bir kadın olarak öyle bir güce sahibiz ki inşa edeceğimiz bu güçlü duruşu; ne seller, ne depremler, ne savaşlar, ne de salgınlar yıkabilir...

Bizler toplumun evlerdeki koruyucu melekleriyiz. Sizi koruyucu tedbirlere uyarak sevdiklerimize nefes olmaya çağırıyorum. Tek bir can bile kaybetmeden, sağlıklı, mutlu, huzurlu güzel günlere hep birlikte erişmek üzere... Kadın varsa hayat vardır. Birlikte başaracağız.”

Bu cümlelerin yer aldığı mektup Karaman’da 70 bin haneye ulaştırıldı. Bu mektup her evde en az bir kişi tarafından okundu. Bir çok evde duyarlılık yarattı veya daha duyarlı davranmaya vesile oldu. Kaç kadın, bu mektubu bir anı olarak bir köşede sakladı.

Salgın bitecek, inşallah güzel günler gelecek. İşte o günlerde, bizleri korumak için kol kanat geren “fedakarları” ve “Melek Anneleri” hatırlayıp onları hayırla anacağız.

Karaman’da yılın annesi seçilecekse, “Munise Hanım ve ekibinde yer alanları ilk sıraya yazın” derim. Kendini bilmezlerin “mikrop çuvalı” gibi gezdiği yerlerde kolay mı sandınız 70 bin mektubu elden dağıtmak?

Ahmet Tek