On Tekersin Çok Şekersin

Türk Sineması’nın klasik filmleri sıralanırken akla gelen ilk film “Selvi Boylum Al Yazmalım” olur. Kırgız Yazar Cengiz Aytmatov’un aynı adlı eserinden 1977’de sinemaya uyarlanan “Selvi Boylum Al Yazmalım” filmini izlemeyen var mıdır?

Yönetmenliğini büyük usta Atıf Yılmaz’ın yaptığı, senaryosunu Ali Özgentürk’ün yazdığı, müzikleri Cahit Berkay’a ait 1977 yapımı “Selvi Boylum Al Yazmalım”ı izleyip de hatırlamayan var mıdır?

Türkan Şoray, Kadir İnanır ve Ahmet Mekin üçlüsünün başrollerini üstlendiği “Selvi Boylum Al Yazmalım” filmindeki “Aldırma Gönül” yazılı kırmızı kamyonu unutmak mümkün mü?

Günübirlik ve köksüz ilişkilerin yaygınlaştığı dünyaya “Sevgi Emektir” mesajıyla, aşka yeni bir yorum getiren film, Türk Sineması’nın emek ürünlerinin en güzelidir.

Şoför İlyas’ın “Aldırma Gönül” yazılı kırmızı kamyonu ne çok gencin rüyasına girmiştir. Ne çok genç kız, o kırmızı kamyonu, beyaz atlı prensinin atı olarak hayal etmiştir.

Filmin üzerinden 44 yıl geçmiş. Artık o kamyonların yerine yenileri geldi. Kamyonların saltanatını tırlar devraldı. Öyle büyükler ki, bir tır bir köyün eşyasını taşıyacak boyuta ulaştı. En önemlisi nakliyecilik dönemi kapandı yerine lojistik geldi.

Yazımın başlığı bir “kamyon arkası yazısı”dır. Her kamyonda buna benzer sözler vardır. Günümüz sosyal medyasının en çok kullandığı bu özlü sözlerin ilk mucitleri şoförlerdir. Bu özlü sözlerin, kamyoncuların karakterlerine ilişkin ip uçları taşıdığını bildiren uzmanlar vardır.

Uzun yolculuklarda kamyon arkası yazılarını okumaktan keyif alırım. Yazının tamamını okuyamamışsam rahatsız olurum. Benim gibi direksiyona geçmeyenlerin hepsinin en büyük eğlencesi kamyon arkası yazıları okumaktır.

“Baba Yorgun, Dalaşma”, “Freud da Sollardı”, “Kurulacak Hayal Kalmadı/Yıkılacak Diye Korkalım”, “Öyle Bir Sihirbazsın ki Beni Bile Kaybettin”, “Kader Satılmıyor ki İyisini Alalım” ve daha niceleri...

Karaman Şoförler ve Otomobilciler Esnaf Odası Başkanlığı, kamyon arkası yazılarının önemini bildiği için bir öneride bulunmuş. Vali Mehmet Alpaslan Işık’ın “Yunus Emre ve Türkçe” yılı etkinlikleri için düzenlediği istişare toplantısına Karaman Şoförler ve Otomobilciler Esnaf Odası Başkanı Cemalettin Canuylasi de katılmış.

Canuylasi ile telefonda görüştüm. Elindeki imkanı bilen ve bunu yararlı bir şekilde kullanmayı planlayan bir kişi. Sayın Canuylasi, aktif 880 üyeleri olduğunu söyledi. Cemalettin Canuylasi, Karaman’daki bisküvi fabrikalarının sevkiyatının lojistik firmalarına ait tırlarla yapıldığına dikkati çekerek, şunları söyledi:

“Karaman’dan günlük 50-100 arasında araç çıkıyor. Bu araçlar bisküvi fabrikalarının ürünlerini Türkiye’nin dört bir yanına götürüyor. Bizler sahadayız. Her an görünür durumdayız. Yunus Emre ve Türkçe yılı için Karaman’ın tanıtımını yapmaya hazırız.”

Cemalettin Canuylasi, tır dorselerinin tente ve arka bölümlerinin çok geniş olduğunu belirterek, “Bize Yunus Emre, Türk Dili, Karamanoğlu Mehmet Bey veya Karaman’la ilgili branda üzerine yapılmış yazı ve resimler verilirse bunları dorselere giydiririz. Herkesin dikkatini çeker. Karaman’ın tanıtımını yapmış oluruz” dedi.

Reklamcıların vinil baskı adını verdikleri bu yöntem, tırlar için uygulansa her araç bir nevi mobil reklam panosu olarak hizmet verecek. Sayın Canuylasi’nin önerisini ben pek beğendim. Karaman’ın tanıtımı için büyük imkan ve büyük fırsat. Ayrıca maliyetinin yüksek olacağını zannetmiyorum. Her gün yüz araç, Türkiye’nin dört bir yanında Karaman’ı tanıtan dev tv ekranı gibi dolaşıyor. Hayali bile heyecanlandırıyor.

Keşke imkan olsa, Karaman Valiliği veya Belediye "Karaman Kültür Tırı" projesini hayata geçirebilse. Türkiye adım adım gezilir, tır hangi il ve ilçede durmuşsa, o yerin meydanında birkaç gün Karaman’ı tanıtma imkanı bulunur. Karaman, tarihi şahsiyetleri, kültürel değerleri, sanayi, tarımsal ve hayvansal ürünleriyle tanıtılır. Bunu uygulayan kentler vardır. Özgün bir proje olmamakla birlikte tanıtım yönünden getirisinin yüksek olduğunu söyleyebilirim.