Mirzabeyoğlu hakkında şok karar

Kamuoyunda Salih Mirzabeyoğlu olarak bilinen yazar Salih İzzet Erdiş hakkında Bakırköy 3. Ağır Ceza Mahkemesi'nde "Hükümlü ve Tutukluların Ayaklanması, Kasten Yangın Çıkartma Suçu"yla ilgili görülmekte olan davada, daha önce "infazın durdurulması" kararı alan mahkeme, tekrar "infazın devamı"na karar verdi.

Daha önce yeniden hakkında yeniden yargılama kararı verilen Mirzabeyoğlu'nun infazı durdurularak tahliye edilmişti. 16 yıl cezaevinde yatan Mirzabeyoğlu'nun yeniden yargılanacağı davada "infazı devamı" kararı verilerek tekrar cezaevine gönderilmek istenmesi şaşkınlıkla karşılandı.

Konuyla ilgili yazarlarımızdan Gökhan Altunsoy'un makalesi;

SALİH MİRZABEYOĞLU HAKKINDA ÇIKARILAN TUTUKLANMA KARARINA  PROTESTOMDUR!
KAMUOYUNA VE İLGİLİ MERCİLERE DUYURULUR!

   28 Şubat’ın birifingli yargısı tarafından 1998’de tutuklanarak idam cezasına çarptırılan, ardından da cezası ağırlaştırılmış müebbete çevrilen İBDA Mimarı  İslamcı  Yazar Salih Mirzabeyoğlu, 16 yıllık haksız hapislik hayatının ardından geçtiğimiz kadir gecesinde  ‘’PARDON’’ denilerek salıverilmişti.

     Ancak, müslümanca düşünüş üzerine yepyeni açılımlar geliştiren Mirzabeyoğlu'nun  fikirlerinden rahatsız olan kimi çevrelerin baskı aracı olarak, 25 Ocak 2000 tarihinde Genel Kurmay’a bağlı özel kuvvetler askerlerinin Metris Cezaevi’ne yönelik saldırısını cezaevi isyanı kılıfına sokmak suretiyle, 08.08.2014 tarihi itibariyle yeniden tutuklama kararı çıkarıldı.

     Hatırlanacağı üzere 25 Ocak 2000 tarihinde çoğunluğu, başta başörtüsü yasağı olmak üzere 28 Şubat’ın İslam düşmanı tutumlarına tavır alan üniversite öğrencilerinden oluşan İslamcı Siyasi Tutsakların kalmakta olduğu Metris Cezaevi B-1 ve B2 koğuşlarına silahlı saldırı düzenlenmiş ve saldırı sonucu Sancar Kartal adlı bir öğrenci genç şehit edilirken, 13 mahkum da, g3 piyade tüfeğinden çıkan kurşunlarla muhtelif yerlerinden yaralanmışlardı.Bu saldırının sorumluları tam 8 yıl boyunca yargı karşısına çıkarılamamış (!) ve saldırının failleri, karşı davanın kasden zamanaşımına uğratılması yüzünden cezasız kalmışlardır.

     Bugün öğrenmiş bulunuyoruz ki, 16 yıllık haksız tutukluluğun  ardından,Mirzabeyoğlu’ da  dahil olmak üzere 35 müslümanın yeniden zındanlara atılmaları için  haklarında gıyabi tutuklama kararı çıkmıştır.Sözkonusu dava, olay tarihinden tam 12 yıl sonra ağır cezalarla sonuçlanmış ve yavuz hırsızın ev sahibini bastırmasına eş bir anlayışla müslümanlar tutuklanmışken, Ergenekon davasından hükümlü itirafçı Okan İşgör’ün, döneme ilişkin samimi itirafları sonucunda geçtiğimiz yıl, Bakırköy 3. Ağır Ceza Mahkemesince tüm sanıklar hakkında yeniden yargılanma ve infazın durdurulma kararı alıntı.Gelgelelim, Savcılık makamının itirazını değerlendiren bir üst mahkeme niteliğindeki Bakırköy 4. Ağır Ceza Mahkemesinin yeniden yargılanmayı uygun görmekle beraber infazların durdurulma kararını bozması, hukuka sızmış bir takım çetelerin hukuk adına hukuku hiçe saydığı yorumlarını güçlendirmektedir…

   Tam da bu noktada, Salih Mirzabeyoğlu ismi etrafında  senelerdir oluşturulan haksızlıklara tepki gösteren sevenleri yaptıkları zehir zemberek  bir deklerasyon ile yerel mahkemenin kararını protesto etmiş ve ne pahasına olursa olsun Salih Mirzabeyoğlu ve arkadaşlarının tekrar zindanlara atılmalarına izin vermeyeceklerini açıklamışlardır.

   Açıklamaya imza atan müslümanların birçoğunun, şeriatçılık bahanesiyle 5 ila 15 yıl arasında haksız yere hapis  yatırılan müslümanlardan oluşması, onların bu açıklamalarının ardında durmak adına gözlerini budaktan esirgemeyeceklerini göstermektedir. Bunu ve kararın zamanlamasını dikkate alan  siyasi gözlemciler, tutuklama kararını  ‘’Yeniden Büyük Türkiye’’ projesi etrafında toplumsal barışın kökleşmeye başladığı şu hengamede, İslamcı çevrelerle devlet arasında yeni bir çatışma döneminin ateşlenmesiyle ülkeyi büyük bir kaosa sürüklemek planına yönelik sinsi bir provakasyon olarak nitelendiriyor.

   - ''Son olarak, konuyla ilgili, Salih Mirzabeyoğlu'nun avukatlarından  Güven Yılmaz’ın bir sosyal paylaşım sitesinden yaptığı değerlendirmeyi aktarıyorum:(Mevcut hukukun tutarsızlıkları) “Elbette saymakla bitmez, ancak gündemimizde olduğu için sınırlandırarak söyleyecek olursak, Ceza Muhakemesi Kanunu Madde -312, tam bir hukuk garabeti…Bir yandan yeniden yargılama kararı vereceksin diğer taraftan, belki de bu davadan beraat edecek olan ve her şartta sanık lehine olan bu duruma rağmen hakkındaki infazın devamına karar vereceksin.Sanık beraat ettiğinde de “pardon yanılmışız” deyip şayet talep edilirse parmağınıza çalınacak bir bal miktarı tazminatla bunu telafi edeceksin!

 Gerek kanun yapıcıları gerekse kanun uygulayıcılarını işe başlamadan önce 1 hafta cezaevinde yatıracaksın. Bakalım bu kadar  lüzumsuz kanun çıkartıp rahat tutuklama kararı verebilecekler mi?”

  İşin aslı şu ki, BİZZAT BENİM DE ARALARINDA BULUNDUĞUM  BU İNSANLARIN, toplumun birçok kesiminin Askeri Darbe tehdidi ile sindirildiği 28 Şubat Sürecinin  Silahlı Bürokrasisi’nin brifingli yargı ile el ele, hak ve hukuk tanımaz insafsız uygulamalarına karşı kahramanca direnmekten başka suçu(!) yoktu...  

         Buna dayanarak, Türkiye Cumhuriyeti  Devlet Yapısında  öteden beri varolan ve en son 7 Şubat ve 17 Aralık süreçleri ile tekrar hızlanan  devlet içi güç savaşlarına YARGI ERKİNİN DAHİL EDİLMESİNİ ve çeşitli hesaplarla, hangi çevreden olursa olsun masum insanların  bu  ve buna benzer uygulamalarla sürekli kurban edilmek istenmesini, Türk Milletinin bir ferdi ve davada doğrudan taraf olmak sıfatıyla şiddetle kınıyorum!

     Kamuoyuna ve ilgili mercilere duyurulur!

Gökhan Altunsoy