Samet Zenginoğlu’nun “Mühim, pek mühim” adlı romanının bölümleridir. Önceki bölümleri
için tıklayın…
“Merhumu nasıl bilirdiniz?” diye soruyor imam.
“İyi bilirdik!” diyorlar hep birlikte. Çok fazla inanmak istemiyorum bu topyekûn yansıyan tepkiye. İyi bir insan olmadığımı düşündüğüm için değil elbette, -di’li geçmiş zamana mazhar olabilecek bir zaman dilimine kavuşmuş olduğuma inanmıyor olmamdan, belki de inanmak istemiyor olmamdan ötürü bu tavrım.
Tekrar soruyor. Tekrar aynı reaksiyon yükseliyor daha gür bir sesle.
Nasıl yani? Her şey buraya kadar mıydı? Şu anda, Cüneyt Arkın’ın oynadığı Köroğlu filmindeki at gibi hissediyorum kendimi. Güneş, aksini küçük kaçamaklardan içeri yansıtıyor.
Son kez aynı soruyu soruyor. Bu defa cevabın tonu biraz daha düşük.
Ama bir dakika. Bu şekilde bitmemesi gerekmiyor muydu? Ben ölürsem film bitmez mi? Bu denli ani, bu denli beklenmedik bir hadise mi bu sahiden? Bütün bu karmaşık meseleleri, yaşadıklarımı, yaşadığımı sandıklarımı birbirine bağlamadan bitecek mi her şey? Yani bir yandan hayatın en büyük gerçeği, bir yandan da aynı hayatın en büyük klişesi bu mu? Daha bu ve buna benzer ne kadar soru sorabilirim?
Bilmiyorum. Ve gerçekten ne bilmediğimi de bilmiyorum.
Lakin artık şu an hayat-ölüm ikilemine yönelik derin ontolojik kaygılarımı ortaya koymaktan uzağım.
Uzatmıyorum. O esnada, bir Budist rahip kendini yakıyor. Nedenini sorgulamadan kameraya çekiyorlar. Mahremiyetten hem haz alıyor hem de nefret ediyorlar.
Ben bunları düşünürken, gereken vecibeler tamamlanıyor. Omuzlara alınıyorum.
En azından birazcık hareket edebilsem, bir şeylerin yanlış gittiğini fark etmelerini sağlayabilirim.
Olmuyor.
En azından birazcık sesim çıksa, bu sükûnet içerisindeki yürüyüşte, bir hayret ya da korku vesilesi olabilir bu fısıltı.
Olmuyor.
Normalde, “insanın kendi cenazesine katılma” meselesine dair birkaç şey okuduğumu ya da izlediğimi hatırlıyorum. Ama onlarda, konunun aktörleri, dışarıdan süreci görme, izleme imkânı elde ediyorlardı. Ben ise bizzat katılma imkânı buluyorum, bu sekiz milyarda iki gerçekleşebilecek törene.
Küreğin toprakla buluşma sesi geliyor. Hiçbirinin yol boyunca arkamdan atıp tutmamış olması içimi bir nebze dahi olsun rahatlatıyor. Bir an, sessizlik oluyor. Ölüm sessizliği gibi lüzumsuz bir teşbih yapma isteği uyanıyor içimde. Vazgeçiyorum.
Tok sesli biri, “neden kimsesizler mezarlığına gömüyoruz merhumu? Yok mudur kimsesi?” sorusunu yöneltiyor ortaya.
“Var elbette!”
Bağırıyorum.
Duymuyorlar.
“Vasiyeti idi, her ne kadar ailesi, eşi dostu var idiyse de, kimsesizlerle haşrolmak isterdi.”
Bu kim? Benim adıma neden ve nasıl konuşuyor. Tamam, kabul ediyorum. Burada olmaktan dolayı bir rahatsızlık duymuyorum. Pardon, “burada”dan yerleşim noktasına vurgum. Yoksa ahvalimden rahatsızlık duymuyor olduğumu söylemem abesle iştigal olsa gerek.
Kısık seslerle, “helal olsun”ları duyuyorum son kez. Bu kez konuşulan mevzudan ötürü, hakkı helal etmek manasında değil, hakkı teslim etmek manasında böyle söylediklerini düşünüyorum.
İşte! Kapak açılıyor.
Yeni doğmuş bir bebek gibi hissediyorum. Gözlerimi kısıyorum. Oksijen ciğerlerimi yakıyor. Bunların hepsi ise halen bihaber bu yaşananlardan. Yaşananlar? Yaşamak? Dedim ya, uzatmıyorum!
“Tut! Tut!”
Ayaklarımdan ve başımdan tutup, nazikçe indiriyorlar beni. Üstüme birkaç levha bırakıyorlar. Ağırlığı yavaşça kaburgalarımda hissetmeye başlıyorum.
Belli aralıklarla toprak yığılmaya başlıyor üzerime. Tıpkı o at gibi yağız olur muyum ben de bu karanlıkta?
Ama işte. Bu topraklar gelmeye devam eder-se. Ok-si-jen azalır-sa. Göz kapaklarım knock-out olmuş ağır siklet boksörü gibi me-se-l-a.
Yorum yazarak Karamandan.com Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Karamandan.com hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Anadolu Ajansı (AA), İhlas Haber Ajansı (İHA), Demirören Haber Ajansı (DHA) tarafından servis edilen tüm haberler Karamandan.com editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Karamandan.com değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Karamandan.com Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Karamandan.com hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Anadolu Ajansı (AA), İhlas Haber Ajansı (İHA), Demirören Haber Ajansı (DHA) tarafından servis edilen tüm haberler Karamandan.com editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Karamandan.com değil haberi geçen ajanstır.