Öyle bayram olmaz

Yazar Ataol Behramoğlu Kurban Bayramı hakkında, “Kuzuyu kesmek, öldürmek için insanın içinde nasıl bir canavar yaşıyor olmalı? Canlıları keserek bayram olmaz”, dedi.

16 Temmuz'da edebiyatçı Ataol Behramoğlu, Halk TV'de Serhan Asker'in “Görkemli Hatıralar” programına katıldı. Behramoğlu o programda, “Kurban Bayram'ın hemen arefesindeyiz” diyerek canlı yayında Kurban konusunu açtı. Bende seyircilere bir edebiyatçı perspektifinden Kurban Bayramın anlamını ve değerini anlatacağını sandım. Meğer derdi, Müslümanları vahşi barbar gibi göstermekmiş. Katıldığı programda akademisyen ve geçmişte profesör olarak görevli olduğunu vurgulayan Behramoğlu, kurban kesen Müslümanları canavarlarla kıyasladı. Hatta övünüp “Herkes alkışlasın, alkışlamayanları da ayıplarım”, diyerek seyircileri uyardı.[1]

80 yaşında olan Behramoğlu'na, yaşından ötürü sert konuşmak istemem. Ama akademisyen kılığında Müslümanlara hakaret etmesi, asla kabul edilemez. Hem konuştuğunun doğruluk payı yok, hemde üslubu bir akademisyene yakışmaz. Onun için Behramoğlu'na cevap vermek boynumuzun borcudur.

Kurban Bayramın manevi boyutu

Kurban Bayramı kurban kesmeye indirgemesi, Behramoğlu'nun Kurban ile ilgili bilgisiz olduğunu gösterir. Kur'an-ı Kerim kıssalarla Mü'minlere ibretlik mesajlar veriyor. Kurban kıssanın ana mesajı da, İbrahim (a.s.) ve oğlu İsmail (a.s.)'ın koşulsuz Allah'a teslim olmalarıdır:

« Çocuk kendisiyle birlikte koşup yürüyecek yaşa gelince İbrahim ona, “Yavrum, ben rüyamda seni boğazladığımı gördüm. Düşün bakalım, ne dersin?” dedi. O da, “Babacığım, emrolunduğun şeyi yap. İnşaAllah beni sabredenlerden bulacaksın” dedi. »

Sâffât Suresi 102. Ayet

Sonraki ayetlerde, ikisinin de Allah'a teslim olup, İbrahim (a.s.) tek oğlunu kurban etmek istediğini, ama Allah'ın buna izin vermediği anlatılıyor. Cenab Allah ikisinin de bu imtihanı geçtiklerini, ve İsmail (a.s.)'in yerine bir kurbanlık verdiğini açıklıyor (Sâffât Suresi 103.-107. Ayet).

« Sonradan gelenler arasında ona güzel bir ad bıraktık. »

Sâffât Suresi 108. Ayet

Allah (c.c.), birçok Ayet-i Kerim'e de İbrahim (a.s.)'ı anıp, bizim İbrahim (a.s.)'ı hatırlamamızı ve onu örnek almamızı istiyor. Demekki Kurban Bayramı sırf kurban kesmekle ilgili değilmiş. Bize prototip Müslümanın Allah'a ne kadar teslim olmasını hatırlatır.

Keşke edebiyatçı Behramoğlu, Halk TV'de bunları da anlatsaydı.

Canavar olan kim?

Gelelim kurbanın kesilişine. Behramoğlu, kurban kesenlerin içinde canavar olduğunu söylüyor. Bu elbette bir metafordur. Demek istediği şu; kurban kesen ve kesilişini kutlayanlar, yani Müslümanlar, vahşi ve barbar dır.

Bununla ilgili Youtube'da Hikmet Ergün isimli bir beyfendinin yorumunu paylaşmak isterim:

“Noel ile ilgili düşünceniz nedir hocam! Malum hindiler de canlı hayvan!” [2]

Bunun üzere merak ettim, Türkiye'de başka ülkelere göre ne kadar et tüketildiğini. İnternette araştırdım ve Heinrich Böll vakfın yayınladığı bir makalesini buldum. Bu Alman vakfın araştırmasına göre 2017'de, Türkiye'de kişi başı yaklaşık olarak 40 kg, İngiltere ve Fransa'da 80 kg, ABD'de 120 kg'dan fazla et tüketilmiş.[3] Senede 120 kg et tüketen Amerikan medeni, senede bir kurban kesen Türk de canavar oluyor, öylemi?

Amacım ABD'yi veya Avrupa'yı kötülemek değil. Ama sözde akademisyen olan bir şahsın bilimsel olmayan laflarla Müslümanlara hakaret etmesi kabul edilemez.

Kaldı ki kurban etin bir kısmı, komşulara ve yoksullara dağıtılır. Hatta birçok Müslümanlar, kurbanları vekaleten fakir ülkelerde kestiriyor. Bunun canavarlıkla ne alakası olduğunu gerçekten merak ediyorum.

Behramoğlu, o gereksiz konuşmasıyla en çok kendine yazık etti. Behramoğlu'yu Allah'a havale edip, yazımı şu Ayet-i Kerime ile bitirmek istiyorum:

« Bunlar Allah’ı ve mü’minleri aldatmaya çalışırlar. Oysa sadece kendilerini aldatırlar da farkında değillerdir. »

Bakara Suresi 9. Ayet

Dr. Fatih Şeker

Kaynaklar:

[1] https://youtu.be/qk5qgyLEalk?t=2878

[2] https://www.youtube.com/watch?v=iUtVl_u9Ydw

[3] https://www.boell.de/sites/default/files/2022-01/Boell_Fleischatlas2021_V01_kommentierbar.pdf