Hassas dengeler üzerine kurulmuş bir hayatı yaşıyoruz. Işığın aşırı derecede fazla olması gözlerimizi işlevsiz hale getireceği gibi, ışığın hiç olmaması da görme imkânımıza mani oluyor. Sadece gözlerimiz değil; fiziki her organımız ve ruhi her halimiz hassas dengeler arasında görevini icra ediyor, halini beyan ediyor, derdini aşikâr ediyor, gamını izah ediyor…
Kalabalıkların arttığı, insanların birbirine bir duvar kalınlığı mesafesinde yaşadığı bu zamanda; yabancılaşma da had safhaya çıktı. Mahşeri kalabalıkların arasında yaşanılan en derin yalnızlıklar, insanın insan denizi içinde boğulmasına sebep oldu. Metropol yalnızlığı sadece kendi içimizde kaybolmamıza sebep olmadı, aynı zamanda kendimizi kaybolduğumuz şehrin meydanlarında da bulmamıza mani oldu. Yalnız kalmaya ihtiyacımız var yalnızlığa mahkûm olmadan, beraberliğe ihtiyacımız var alıp başımızı gideceğimiz yerleri unutmadan…
“Gökyüzüne en son ne zaman baktın” dedi, kalpten süzülerek gelen bir dua. “Yere düşen gözyaşlarımın kanatlanıp uçmasını beklediğimden bu yana başımı kaldıramıyorum” dedi, içten gelen “âmin” nidası.

Gölgelerinbirbirine karıştığı, bedenlerin gölgelerinden ayrı düştüğü bol ışıklı şehirlerde ne gece, gece gibi ne de gündüz, gündüz gibi… Her yönden gelen ışık saldırısıyla gölgelerimizin nereye düşeceğini şaşırdığı, şehrin ışıkları yüzünden gökyüzündeki yıldızların kahir ekseriyetinin görülmediği, güneşin batışının bedenlerin ve ruhların dinlenme zamanı olmadığı, şekilden şekle giren ayın vaktin nasıl geçtiğini hissettirmediği insanlarda unutkanlık da had safhaya çıkacaktır. Neyi unuttuğumuzu da unuttuğumuz için hatırlamanın mümkün olmadığı şehrin dişlileri arasından, bedenlerimizi ruhlarımızla beraber alıp gittik Karaman Off-Road (KARMOFF) Kulübü üyeleri olarak Bolkar Dağlarının zirvelerine. Bir gece kamp yaptığımız bu mekânda aldığımız temiz bir soluk ruhumuzu üşütürken, şehirdeyken sayabildiğimiz yıldızların burada sayılamayacak kadar çok olduğunu görmemiz sadece gözümüze olan itimadı zedelemedi aynı zamanda bize sunulanların bizlerden neleri götürdüğünü de hissettirdi. Şehirlerde sadece kalp gözünün köreldiğini düşünüyorduk! Meğer başlardaki gözler de köreliyormuş…
Dağların zirvesinde, gecenin koyu karanlığında, yalnızlığın yoldaşımız olduğu ve soğuğun yavaş yavaş çöktüğü yerde; kimi yıldızların kayıp gittiği, kimi yıldızların yanıp söndüğünü, kimi yıldızların gökyüzünün sıyrılıp koparılacağı zamana kadar belli bir yönü işaret ettiğini görmemiz bizlere faniliğimizi sonuna kadar hissettirdi. Üstad Sadettin ÖKTEN’in tabiriyle: “Hepimiz fânilik limanında boynu bükük bekliyoruz”.
Rüzgârı yakıcı, soğuğu dondurucu, gecesi ürpertili ve sağanak yıldızlı olan bu noktada, gökyüzüne daha yakın yerdeydik. Kamp ateşinin etrafında kaynayan çaydanlıktan gelen su sesi ruhumuzda ince bir sızı oluştururken, cezvede pişen kahvenin kokusu da merhem gibi gelmekteydi halimize. Zayıflayan ateşe atılan her odun parçası içimizde İbrahimi bir his uyandırırken, yanmaktan bembeyaz olmuş bu odun parçaları günahına ağlayan gözlerden düşen damlalardan oluşan deryaların içinde yüzdürdü bizi. Öyle bir derya ki; ne boğulmaya müsaade var ne de yüzmeye… “Sadece boynunu bük yeter” dercesine.
“Kalbinizde sebebini hiç bilmediğiniz bir hüzün hissediyorsanız bilin ki o an Allah’a yakınsınız” dedi, Üstad Fethi GEMUHLUOĞLU.
Tercihimizin yalnızlık olduğu bu mekânda; eriyen kar sularının ağır ağır Karagöl ve Çiniligöl’ü beslemesi, bölgeye özgü ötmeyen kurbağaların sessizliği, erzaklarımızdan pay almak için sevimli tarla farelerinin etrafımızda dolaşması, su ihtiyacını gidermek için toz bulutu halinde ayaklarından kıvılcım saça saça gelen yılkı atlarının heybeti gece boyu demlenen tefekkürümüze muhabbet oldu.
Kamp ateşinin etrafında insanlar, ateşin oduna sarılışı, odunun köz hale gelişi, közün üzerine bırakılan cezve ve gölgeleriyle ateşin arasında duran insanlar.
Bir de şöyle düşünün! Gölgesine yabancılaşan beden ne hisseder?
“Madem gözünün önündekini görmene mani oldular” dedi, meczup ve şöyle devam etti sözüne: “Sen de gözüne bu kadar itibar etme”.
Yorum yazarak Karamandan.com Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Karamandan.com hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Anadolu Ajansı (AA), İhlas Haber Ajansı (İHA), Demirören Haber Ajansı (DHA), Anka Haber Ajansı (ANKA) tarafından servis edilen tüm haberler Karamandan.com editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Karamandan.com değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Karamandan.com Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Karamandan.com hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Anadolu Ajansı (AA), İhlas Haber Ajansı (İHA), Demirören Haber Ajansı (DHA), Anka Haber Ajansı (ANKA) tarafından servis edilen tüm haberler Karamandan.com editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Karamandan.com değil haberi geçen ajanstır.