Zaman gösterdi ki

Zaman gösterdi ki, kendimize verdiğimiz sözde duramıyoruz. İç disiplin, irade, öz saygı noktasında yetersiziz. Kendi kendimizi yönetemiyoruz, akşam plan yapıyoruz, sabah plana uymuyoruz. Akıl ve kalbimizi, duygularımız esir etmiş durumda. Mıknatıs gibi geleceğimizi, planlarımızı, zamanımızı kendine çekiyor, kontrol edemediğimiz duygular bizi ekrana mahkum ediyor. Acilen iradeli, iç disiplinli, planlı olup duygularımıza gem vurmamız, kendimize çeki düzen vermemiz gerekiyor, yoksa gelecek elimizden kaçacak.

Zaman gösterdi ki, temiz toplumun temeli temiz birey, temiz aile. Temiz birey özünü içsel kirlerden arındıran beynini vahiyle ve fenni ilimlerle besleyen, ekonomik olarak kimseye bağımlı olmayan, hür düşünceli, cesur, aşkın bir ruha sahip ahlaklı işini en iyi şekilde yapan kişi. Temiz aile tek dünyalık değil çift dünyalık yaşayan, çocuklarına güzel örnek teşkil eden, ekranın hakimiyetinden kurtulmuş, sevgi bilgi ile yoğrulan toplumun göz bebeği.

Zaman gösterdi ki, insan insana muhtaçtır. Doktor sanayiciye, öğretmen manava, çiftçi diğer meslek gruplarına, komşu komşuya, akraba akrabaya, esnaf esnafa, kardeş kardeşe vb. Peki niçin insanın insan ile insanın ilişkisi bozuk? Bizim Rabbimiz ile ilişkimizin bozuk olmasından, bizim kendimiz ile ilişkimiz bozuk olmasından; ayrıca bencil, çıkarcı, menfaatperest insan olmamızdan, yapılan iyiliğin ve fedakarlığın çabuk unutulmasından, kul hakkına dikkat etmede hassasiyetimizin kaybolmasından kaynaklanıyor.

Zaman gösterdi ki, doğruyu ve gerçeği yansıtan söz değil, yüz ve göz. Bir iş yaptıracağın zaman en az beş kişiye sor. Sözlerini dinle, fiyat al, sonra gözlerine ve yüzlerine bak. Sözü çok olan, kendini çok öven, konuşurken gözlerini kaçıran kişileri tercih etme. Eserleriyle ve referanslarıyla konuşan, şu şu kişilerle çalıştım diyerek iletişim bilgilerini veren, açık şeffaf olan, niyetinin ve yaşantısının temizliği gözlerine, yüzlerine, hal ve hareketlerine yansımış insanları tercih et.

Zaman gösterdi ki, “kapitalist sistem gölgesinden yararlanmadığı ağacı kesiyor.” Çıkar, menfaat hiçbir hakikate hayat hakkı tanımıyor. İşime yarasın da menfaatime dokunmasın da istersen çoğu insan zarar görsün düşüncesi dünyayı çekilmez kılıyor. Batı medeniyeti insanlığa evrensel doğruları vermekten çok uzak. Hayata yansımış bir İslam, dünya insanının kurtuluş reçetesi.

Zaman gösterdi ki, üretmediğin takdirde gitmek istediğin yere ulaşamazsın. Yeter ki üret, çalış, bir şeyler ortaya koy. Günümüz toplumunda tüketiciler çoğalırken üreticiler azaldı. Tüketicilerin çoğu gerçek hayattan el etek çekti. Sanal alemde, gerçek olmayan bir hayatta yaşadı. Sonuç beklenti içinde yaşayan bağımlı, farkındalık düzeyi düşük, konuşması çok eylemi az insan tipi ortaya çıktı.

Zaman gösterdi ki, biz insanların kalitesi git gide azalıyor. Peki bizim kalitemizi hangi unsurlar azalttı. Çıkarcılık, menfaat, hırs, kibir, büyüklük, cahillik, kin, haya, utanma hissinin azalması, kıskançlık, tembellik, dedikodu, yalan söylemek, kötü alışkanlıklar, içki, kumar, dini menfaatine basamak yapmak, iki bin yüzlülük, teknolojiyi yanlış kullanmak, bencillik, gösteriş vb.

Ali ALTAYLI