1968 yılı güzünde Konya’ya ve köylerinde dört dikme üzerinde kurulan beton depolar dikkatimi çekmiş ve ne olduklarını sormuştum.
Elli beş yıldır Konya’dayım, bunun kırk beş yılında tatlı su kaynaklarının başında sıraya girerek su doldurmak nasip olmadı.
Ancak emekli olduğum 2010 yılına kadar tatlı su çeşmelerinden çok su doldurdum ama merkeze uzak pınarlardan doldurduğum için kuyruğa girmemiştim.
Önceleri hep düşündük ailecek, nesi var bu evden akan belediye suyunun? Diye. Ama sonraları biz de bu hariçten su alma kervanına katıldık.
1969 yılında Meram Derede tahsilim sırasında Haydar Çağlayan hocamız merhum Mukbil diye bir kaynaktan su doldurup getirtir ondan içerdi. İlk defa bu tatlı su pınarını o zaman gördüm.
Şimdiki zamanda evimizde bulunan otuz kadar beş litrelik damacanaları alıp en yakın tatlı su pınarının yolunu tutar kuyruğa girer olduk.
Ticaret hayatımda gezdiğim Konya köylerinde de bir tatlı su muhabbeti hep konu olmuştur. Mesela Sızmadaki bir müşterimiz merhum “Kör Raşit” beni havlusuna alır, Mükremin ağabey bu su şifalı ve tatlıdır der, aç Fadime musluğu, diyerek hanımına açtırır ve bana birkaç kap doldurturdu. Sızmanın Simaş bölgesi yani Yazıdaki sularından içerken de yerli halk, bu su şifalıdır, derlerdi.
Sefaköy, Çayırbağı, Pamukçu, Dereli Kör Mevlidin Loras dağındaki yaylası, Ulu Muhsine, Küçük Muhsine ve Zaladın gibi dağ köylerinde gürül gürül akan tatlı su pınarlarından su içtim ve doldurdum.
Konya’ya bağlı köylerdeki tatlı sulardan en ünlüsü Dağdere’deki yanında bir de balık lokantası bulunandır, buradan ayda bir defa köye vardıkça tatlı su doldurmuşluğum vardır. Ancak daha sonra bu çeşme özel mülkiyet olduğundan su kuyruğu kesilmiştir.
Öte yandan İstanbul yolunda Bahçesaray köyü altında yol boyundaki sulara da kuyruğa girenleri çok görürdüm. Bunların hepsinde şifalı su ibaresi de yazılıdır. Bu şifalı su ibaresinin turistik amaçlı olduğuna inanırdım.
Dağdere ve Bahçesaray girişlerinde durmadan bilek gibi su akıtan su kaynakları başından hiç insan eksik olmayan yerlerdir.
Daha ötede: Ladik, Şahören ve takip eden köylerde de şifalı yazmasa da güzel tatlı sulardan su dolduranlar hiç eksik olmaz. Bu arada Lâdikli Ahmet Ağa KS merhum hazretlerinin kuyusundan su alabilmek baya bir zaman harcamayı gerektirirdi.
İstanbul yolu üzerindeki bütün pınarlar bir harikadır. Dokuzdan sonra solda Bağrıkurt köyü sağda Meydan yolundaki pınar da dâhil muhteşem içimli çağıl çağıl akan sulara sahiptir.
Ticaret hayatımda içtiğimiz en tatlı sulardan birisi Karatay Ağsaklı köyünün suyudur, burada kaldığımız oda sahibi Ali Fuat beyin demlediği çay gerçekten tavşankanı gibi berrak ve mükemmel olurdu. Birisi de Dere’nin eski bir yaylası olan Kervan köyünün suyu idi, burada da merhum Dik Parmak Yakup Toraman amcanın demlediği çaydan anlardım suyun tadını. Merhum çayını biraz fazla attığı ve muhteşem bir renk alan çayı bitirmeden kaldırmazdı.
Kervan köyünün suyu ile Divanlar, Akbaş, Kızılcakuyu suları aynı kaynaktandır derlerdi. Sonradan Bu suyun önemli bir kısmı Eğribayat’tan sağlanmaya başlandı.
Memleketimiz Ermenek’te acı su tatlı su diye bir ayırım olmadığından tatlı su lafı önceleri çok garibime gidiyordu.
Eski garaj civarında otururken halk genellikle Pazar günü bisikletine, arabasına bidonları alır Aydoğdu’ya, Şirin Hanım çeşmesine giderlerdi, ben hiç gitmedim. Ama bu iki çeşmeyi merak ederek hususi gidip su kuyruklarını izlemişimdir.
Evet, anlaşıldı ki ovanın kuyu suları acıydı ve çevre dağlardan gelen pınarların suları farklı olarak tatlıydı. Çünkü akan bir su devamlı yenileniyordu, kuyuda bekleyen ise toprağın kireç ve tuzunu içine alarak acılaşıyordu.
1990’lı yıllarda Konya Büyükşehir Belediyesi her mahalleye, daha sonraları da neredeyse her sokağa tatlı su çeşmeleri yaptırarak alınlarına mührünü vurunca su kuyrukları kısmen azaldı. Ancak sonraları bu çeşmelere şebeke suyu karışıyor laflarıyla kuyruklar eski halini aldı.
Konya Büyükşehir Belediyesi olduktan sonra tatlı suyu olmayan ova köylerine depolar yerleştirerek bunları çekme tatlı su ile doldurup vatandaşlarımıza her halükarda tatlı su yetiştirmeye başlamıştır.
Bir seferinde Konya Meydan köyünde de böyle bir tatlı su deposu görünce şaşırdım. Çünkü Meydanda yörenin en büyük pınarlarından birisi çağıl çağıl akıyor önündeki beton teknelerden hayvanları, ayak bileği kalınlığında akan borusundan da insanları sulamaya devam ediyordu.
2020 yılında ise belediye Eğiste’den Göksu’yu Konya’ya dev borularla ulaştırarak tatlı suyu ev musluklarından da akıtmayı başardı. Ancak halk karışık diyerek bunu da beğenmemiş ve bildik tatlı su kaynaklarının başındaki uzun kuyruklar yine devam etmiştir.
Başta demiştim ya Konya’da geçen ilk 45 yılımız şebeke suyu içmekle geçti diye, işte bu durumu son on yıldır bir biz de değiştirdik ve Konya’nın bütün tatlı sularını dolaşarak tatlı su kuyruklarındaki yerimizi aldık.
Diyebilirim ki hakikaten sular tatlı imiş, biz çook geç kalmışız. Ama bu geç kalmanın sebebi tabi ki sadece bilmemek değil, iş yoğunluğu ve zaman kıtlığı diyebiliriz.
Şimdi gelelim Konya’nın Tatlısu kaynağı pınarlarına
Bağlukutlu / Bağrıkurt Pınarları: İstanbul yolunda Dokuz hanını Sızma girişine çıkınca solda başlar arazisi, Bahçecik ve Karacaören mahalleleri Bağrıkurt’a bağlı yayladır. Çukur denilen yerin solunda dağın başında bir köydür Bağrıkurt. Yolu Meydan yolunun tam karşısında rampaya tırmanan bir yoldur. Ancak sağdaki Meydan yolunda da arazileri vardır. Meydan yolunda devasa ağaçlar arasında ayak bileği gibi devamlı akan su da bu köye aittir.
Bağrıkurt köyünün bütün akan pınarlarını 1455 yılında Karamanoğlu devleti reisi Sultan İbrahim Dokuz hanı yanında inşa edilecek çeşme vakfına kaydettirmiştir. Sultan İbrahim Bağrıkurt köyünün bütün gelirlerinin kıyamete kadar bu çeşmenin ayakta kalması için harcanacağını vakfiyeye yazdırmıştır.
Bilecik Kale Suyu: Selçukluya bağlı Bilecik mahallesinden beş km ötede solda tenha bir mahaldedir. Suyu oldukça iyi olup merkeze kırk km uzakta olduğundan fazla giden olmamaktadır.
Malas Çeşmesi: Selçuklu Masla göletinden sağa dönünce köye girmeden solda özel bir alanda gürül gürül akan bir pınardır. Suyu kış günleri iyi olmaz, kar sularının ardından Hıdırellez’den sonra ise derman yetmez.
Bulumya / Erenkaya Şifalı Suları: Antalya yolu 40. Km üzerinde iki büyük pınardır. Su dolduranlar gece gündüz eksik olmaz. Hafta sonları iki saatten önce sıra gelmez. Üzerlerinde hangi hastalıklara şifa olduğu yazılıdır.
Sille Rum Pınarı: Aya Elena kilisesine yüz metre yukarıda kuyrukların en uzun olduğu bir pınardır. İki çeşmeden akan ve bir depoda toplanan son derece içimli bir sudur. Yanında her zaman taze süt de satılır.
Dere / Meram Mukbil pınarı: tarihte değirmenler yöresi olarak bilinen Dere boğazının en sonuna doğru bir pınar olup suyu asla yosun tutmayan muhteşem içimli bir kaynaktır. İyiliğinin derinden gelmesinde olduğu kanaatindeyim. Gece gündüz en az iki saat beklemeden sıra gelmeyen bir kaynak suyudur.
Çayırbağı suyu: Konya’nın en çok bilinen bir tatlı su kaynağıdır. Konya merkeze ilk defa borularla yatırılıp evlere akıtılan su bu sudur. Akören yolunda Hatip Mahallesinden geçilerek ulaşılan tepede bir köy olan Çayırbağı bu su ile üne kavuşmuştur. Çayırbağı suyunu Konya’ya 1890’lı yıllarda vali olan Mehmet Ferit paşa getirmiştir.
Mükremin Kızılca
Yorum yazarak Karamandan.com Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Karamandan.com hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Anadolu Ajansı (AA), İhlas Haber Ajansı (İHA), Demirören Haber Ajansı (DHA), Anka Haber Ajansı (ANKA) tarafından servis edilen tüm haberler Karamandan.com editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Karamandan.com değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Karamandan.com Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Karamandan.com hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Anadolu Ajansı (AA), İhlas Haber Ajansı (İHA), Demirören Haber Ajansı (DHA), Anka Haber Ajansı (ANKA) tarafından servis edilen tüm haberler Karamandan.com editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Karamandan.com değil haberi geçen ajanstır.