Ciğeri Beş Para Etmezler ve Üç Kuruşluk Adamlar

Kocası şehit olan kadına taziyeye gelen komşuları, “Şimdi ne yapacaksın, ne yiyip içeceksin? Sana kim bakacak?” diye sormuşlar. O da cevap vermiş: “Niye üzülüyorsunuz ki? Rızkı yiyen öldü, veren değil!”

Bu ibretlik öykünün aktarıcısı Feridüddin Attar, tasavvuf ehli bir bilgedir. 12. Yüzyıl’da İran’ın Nişabur şehrinde doğmuştur. En çok okunan kitabı Mantıku’t Tayr (Kuşların Dili) Türkçeye çevrilmiştir.

Ferid, tek, eşşiz, kıyas kabul etmeyen kişi demektir. Tıp ve eczacılıkla uğraştığı için Attar lakabıyla anılmıştır.

İnsanları ve uygarlıkları yakıp yıkan Moğol sürülerinin kanını akıttığı binlerce insandan biri de Feridüddin Attar’dır.

Nişabur’un yağmalandığı gün, bir Moğol askeri Feridüddin Attar’ın evine girer. Kitaplara, tıp ve eczacılık malzemelerine bakar, bu evin sahibinin çok değerli bir ganimet olacağına kanaat getirir. Yağmacı Moğol evi ateşe verir, 103 yaşındaki Feridüddin Attar’ı yanına alır ve canını bağışlamak için bedelini ödeyecek birini bulmak için sokak sokak gezdirir.

Feridüddin Attar’ı tanıyan cömert bir tüccar, Moğol’a “Bu ihtiyarı bana satarsan sana bin altın veririm.” der.

Moğol’un gözleri parlar ve Feridüddin Attar’ı almak isteyen kişinin teklifini kabul eder. Ama Feridüddin Attar araya girer, Moğol’un kulağına fısıldar: “Bu, benim kıymetim değildir. Tam değerini bulmadıkça beni satma” der.

Moğol daha çok altın kazanma hırsıyla Feridüddin Attar’ı yeniden sokaklarda gezdirmeye başlar. Bu sırada sırtında saman torbasıyla giden biri, Moğol’a, “O ihtiyarı bana verirsen sana bu saman torbasını veririm” der.

Feridüddin Attar, Moğol’a “İşte benim değerim” diyerek, bir torba saman karşılığında takas edilmek ister.

Moğol, Feridüddin Attar’a öfkelenir ve kılıcını kınından çıkarıp oracıkta başını keser.

Mantıku’t Tayr’daki “Seni ölüm için yetiştirdiler. Götürmek için bu aleme getirdiler.” dizelerinin sahibi bir bilge ölümden mi korkar? Kaldı ki dünya hayatında kendine biçtiği değer, bir torba samandır.

Kendini seven, kendini beğenmekten kendini alamayan bizlere ne kadar uzak bir insan modeli... Nerede “Canım Kendim”, “Canım Ben”, nerede “İşte benim değerim” diyen insan.

“Kendini sadece kendisiyle dolduran, kalbinde zehirli bir ego ağacı büyütmekten başka amacı olmayan insan” acaba bir torba saman eder mi?

Kendini bilmekle, kendini sevmek anlayışı birbirinden çok farklıdır. Aralarında benzerlik kurmak mümkün değildir. Kendini bilmek erdem, kendini sevmek bencilliktir.

Türkçede “Ciğeri beş para etmez”  ve “Üç kuruşluk adam” deyimleri vardır. Değersiz ve aşağılık görülen insanlar için söylenir.

Ciğeri peş para etmez deyiminin kökeni Antik Yunan’a kadar gider. Antik Yunan’da mitolojik olarak karakter özellikleri belirli organlara aittir. Onur ve cesaret gibi özellikler karaciğer kaynaklıdır. Karaciğeri sağlam olan erdem sahibidir, yiğittir, kararlıdır.

Yargılamak ve hüküm vermek işimiz olmamalı ama hayat, ciğeri beş para etmezlere, üç kuruşluk adamlara, en yakınındakini satmak için fırsat kollayanlara bırakılmayacak kadar değerlidir.

Ya her şeyi bilen’ciler, kendini hint kumaşı zannedenler, kibir abideleri, taklacılar, tilkilik peşinde koşanlar, binbir suratlar, herkese akıl verenler, âlemi enayi yerine koyanlar, yüze gülen, arkadan kuyu kazanlar, riyakârlar, kültürsüz, görgüsüz, yüzsüzler, yalancılar, küstah, kıskanç, kindar, kalleşler, arsız, ahlaksız, edepsizler, sevgisiz, saygısız, insafsızlar, düzenbaz, hilebazlar...

Allahım, ‘kötü insan’, ‘yaramazın teki’ demek yeterli iken ne çok sıfat varmış. Bunlar hemen aklıma geliverenler. Daha fazlasını yazmaya elim gitmiyor. Sayıca güzel insanlardan çok değiller. Zenginlik ve çoklukları kötü sıfatlarının çeşitliliğinden. Bir de seslerinin çok çıkmasından, kapı kapı gezmelerinden. Kötü insandan uzak durmak, başkalarının da uzak durması için uyarıda bulunmak gerekir.

Ah canım ben’ciler! Bedava deseler, size kendinizden başka müşteri çıkar mı? Ah canım kendim’ciler! Siz kendinize kaç paralık değer biçersiniz?

Kötü sıfatlı veya ‘ah canım ben’ci’ birini duysam Neyzen Tevfik’e atfedilen şiirin ilk dörtlüğünü hatırlarım:
“Ben sana ..k demem,
..klar duyar ar eder.
Bir zerren düşse ..ka,
Onu da mundar eder.”

Biz sözü Yunus Emre’ye bırakalım, edepten ayrılmayalım.
“İlim ilim bilmektir 
İlim kendin bilmektir 
Sen kendin bilmezsin 
Ya nice okumaktır.”

Kötü sıfatlıların okuduğuna inanmayın. Okumak güzelleştirir.

Ahmet Tek

# YAZARIN DİĞER YAZILARI

Yazar Ahmet Tek - Mesaj Gönder


göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak Karamandan.com Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Karamandan.com hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Karamandan.com editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Karamandan.com değil haberi geçen ajanstır.



Şehir Markaları

Karamandan.com, Karaman ile özdeşleşen markaları ağırlıyor.

+90 (532) 765 24 01
Reklam bilgi

Anket Karamanlılar yeni belediye başkanından hangi alanda çalışma bekliyor?
Tüm anketler