Dr. Abit Özmen’in Hicreti

İyi İnsandı, Halis Kuldu...

Biri Medine’de, biri İstanbul’da koronadan hayatını kaybeden iki hemşehrimize Allah’tan rahmet dilerim. Birini abi, diğerini kardeş olarak tanıdım. Biri Abit Özmen diğeri Selman Orman...

Bugün, abi olarak tanıdığım kişiyi, iyi  insan, halis kul, ismiyle müsemma Dr. Abit Özmen’i yazacağım.

Milli Türk Talebe Birliği’nin (MTTB) Karaman Şubesi’nin kurucuları arasında yer aldım ve ilk başkanı oldum. Ticaret Lisesi son sınıf öğrencisiydim. Genel Başkanımız Abit Özmen’di.

Karaman İlçe Emniyet Müdürlüğü’ne derneğin dosyasını vermek için gittiğimde 18 yaşındaydım. Yıl 1974. Polis memuru dosyamı almadı, “Sen öğrencisin, dernekte görev alamazsın. Öğrenci derneklerine izin verilmiyor” dedi. Yalnız mıydım, yanımda başka arkadaş var mıydı, hatırlamıyorum.

Süreyya Kayalık’ın şirin bir hale soktuğu, rengarenk süsleyip Kültür Sokağı adını verdiği sokağın başındaydı Emniyet Müdürlüğü binası.

Elimde dosya, doğru Kadir Mangırcı’ya gittim. Kadir abi o yıllarda Uyanış’ın sahibiydi ve kitabevleri vardı. Dernek ve siyaset tecrübesi olan büyüklerimizdendi. Durumu anlattım.

Gülümsedi. Tekrar git, “İçişleri Bakanının konudan haberi var. Dosyayı kim, neden almamışsa sebebini yazsın, imzalasın. Bana bildir, diye talimat verdiğini söylersin” dedi.

Dediğini yaptım. Polisler bir öğrencinin İçişleri Bakanı ile konuşmuş olabileceğine hayret ettiler. Konuşmamıştım, tanımıyordum bile. Sormadılar, konuşup konuşmadığımı. Yalan söyleyemez, “Hayır, konuşmadım” derdim. Dosyayı iade etmeye cesaret edemediler. CHP-MSP koalisyon hükümeti vardı, İçişleri Bakanı Oğuzhan Asiltürk’tü.

Karaman’a MTTB’nin tabelasını astık. Bir binanın girişinde, güneş almayan, işyeri olarak kullanılmak üzere yapılmış uzunca bir salondu. Sahibi bir gurbetçiydi, oğlu arkadaşımızdı. Erken yaşta vefat etti.

MTTB binası birçok arkadaşımızın uğrak yeri oldu. Haftada bir gün konuşmacı ayarlıyor, bir konu üzerinde yoğunlaşıyorduk. Çay demleniyordu. Temizdi, bizi başka yerlere gitmekten alıkoydu. Ne çok anılarımız oldu.

Abit Özmen’le bu dönemde tanıştım. İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde öğrenciydi. Birkaç ay önce MTTB’ye başkan seçilmişti. Karaman’a geldiğinde sohbet etmiş,  MTTB çatısı altında yapacağımız faaliyetleri anlatmıştı.

Sakin, tane tane konuşan, karşısındaki kişiyi dikkatle dinleyen biri olarak hafızamda. Tertemiz giyimliydi. Şıktı. Yeşildereli bir ailenin, zeki ve edepli bir çocuğu olarak bilinirdi. Koçakdede Mahallesi’nde evleri vardı. Annesi nur yüzlü, sessiz, komşularının ahirettik olarak gördüğü, dilinden dua eksik olmayan biriydi.

Kardeşlerinden Selahattin de doktor oldu. Ortanca kardeş Sabahattin öğretmendi ve ilk görev yeri Kahramanmaraş’ın bir ilçesiydi. Ankara’dan yolcu ettiğimi hatırlıyorum. İlk derste öğrencilerine yapacağı konuşmayı tekrarlayarak, Tandoğan Meydanından geçmiştik.

MTTB’nin Abit Özmen yönetimindeki kadrosunda hemşehrimiz Ramazan Divleli Eğitim Müdürüydü. (Divleli, henüz Çalışma Bakanlığı müfettişliğine başlamadan ODTÜ’de İngilizce hazırlık okumaya karar verdi. Yıldız Teknik Üniversitesi mezunu olan Ramazan Divleli, ODTÜ’yü kazandı. Yine o dönemde ODTÜ hazırlıkta okuyan Mustafa Habacı ve Dindar Dilbaz’la paylaştığımız dairede 6 ay kadar ev arkadaşımız oldu.)

Abit Özmen’in göreve geldiği genel kurulun ilk konuşmasını dönemin İçişleri Bakanı Oğuzhan Asiltürk yapmıştı.

1974’ün 7 Temmuz’unda yapılan genel kurula katılan ve çeşitli görevlere seçilen isimlerden bir bölümü şöyle:

İsmail Kahraman ((Divan Başkanı),
Rasim Cinisli,
Ömer Öztürk,
Abdullah Gül (Hesap Tetkik Komisyonu ve Genel Yönetim Kurulu Üyesi),
Recep Tayyip Erdoğan (Tesisler Müdür Yardımcısı),
Salih Diriklik (Sinema Kulübü Başkanı),
Mesut Uçakan ve Mehmet Akif Ak (Sinema Kulübü Başkan Yardımcısı), Sami Şener (Genel Yönetim Kurulu Üyesi),
Yaşar Karayel (Basın Yayın Müdürü)

Abit Özmen MTTB’deki görevini 3 Ağustos 1975’e kadar sürdürdü. Başkanlık yaptığım dönemde 60’a yakın şube başkanının davet edildiği İstanbul Cağaloğlu’ndaki binada yapılan toplantıya katıldım. Faaliyetlerin ele alındığı toplantıda o dönem yöneticilerinin büyük bölümüyle tanıştım. Galiba Abit Özmen’i o toplantıdan sonra bir daha görmedim.

MTTB’nin kurt başı (bozkurt) amblemi de o dönemlerde değişti. Amblemdeki kurt başının yerine hilal içinde kitap geldi. Bu değişiklik çok anlamlıydı.

MTTB, 12 Eylül 1980 askeri darbesinden sonra kapatıldı. 1975-1980 yılları arasında ülkeyi kan gölüne çeviren kardeş kavgasından uzak duran MTTB, aynı dönemde sosyal ve kültürel faaliyetlere çok önem verdi. MTTB, Türkiye’de ilk kez üniversite giriş deneme sınavı yaptı. Ak Parti’nin kuruluşunda ve bürokraside yer alan isimlerin büyük bölümü MTTB’de yetişenler olmuştur.

Abit Özmen’in tasavvufa meylettiğini, daha sonra hocası Mahmut Sami Efendi’nin özel doktoru olduğunu ve hocasının talebi üzerine 1978’de Medine’ye yerleştiğini duydum. Medine’ye gidişlerini hicret olarak nitelendirmişlerdi.

Abit Özmen’in Medine’de bir sağlık kuruluşunda doktorluk yaptığını söylediler ama bundan başka hayatına ilişkin bilgim olmadı.

Onu yakından tanıyanlardan Ramazan Divleli, Yüksel Çavuşoğlu, Timuçin Aslan ve İbrahim Ermut anılarını paylaşsalar ne iyi olur. Karaman’ın bir değerli evladı yad edilir. Konya Talebe Yurdu’nun dönemdaşlarından hatırladığım başka kimse yoktur.

Kültür Bakanlığı ve TBMM Başkanlığı yapan İsmail Kahraman tarafından 2006’da yeniden kurulan MTTB’nin Karaman Temsilciliğinde görevli gençler!

Karaman’da bir parka veya bir caddeye Abit Özmen’in adının verilmesi için temasa geçmenizi öneririm. Ak Partili yöneticiler ve belediye meclis üyeleri Abit Özmen adını hiç duymamış olabilirler. Sizler, Sayın Cumhurbaşkanı ile aynı dönemde, MTTB çatısı altında çalıştığını anlatırsınız. Biliyorlarsa sorun yok, onlar gereğini yapar.

Abit Özmen, Medine’de koronadan vefat etmiş. Medine’de defnedilmiş. Allah rahmet eylesin, mekanı cennet olsun. Kendi kuşağı ve tanıyanları “İyi insan, halis mümin” olduğuna şehadet edeceklerdir. “İsmiyle müsemma bir kuldu” diyeceklerdir. Bu hicreti her nefis tadacaktır.

Her tanıdığım kişinin ölümünden derin ızdırap duyuyorum. Bu kez de öyle oldu.

Bu arada, Muzaffer Can hocamız, İstanbul’da tedavi gördüğü hastaneden taburcu edildi. Hocam, koronayı ilk tuş eden grupta yer aldı.

Yine Mahmut Toptaş Hocam ve eşi önce zatürre teşhisiyle hastaneye yatırıldı. Ancak testleri pozitif çıktı. Eşinin tedavisi sona erdi, koronayla baş etti. Mahmut Hocamın tedavisi devam ediyor.

Dünyanın en iyimser insanı olduğunu bildiğim Mahmut Hocam, iyi olduğunu söyledi. Doktorları, birkaç gün içinde hocamı da taburcu edecekler. Hocam, taburcu edildiği halde yanından ayrılmayan eşiyle birlikte bugün yarın hastaneden çıkacak, inşaallah.

Bilmeyenler için yazıyım, Mahmut Toptaş Hocam, milli güreşçimiz Muzaffer Can hocamızın kardeşiyle evlidir. Enişte, kayın olurlar. Sıkı dostturlar. Dostlukları 50 yılı geçmiştir.

Geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum.
Tüm hastalara şifa diliyorum.

# YAZARIN DİĞER YAZILARI

Yazar Ahmet Tek - Mesaj Gönder


göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak Karamandan.com Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Karamandan.com hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Karamandan.com editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Karamandan.com değil haberi geçen ajanstır.



Şehir Markaları

Karamandan.com, Karaman ile özdeşleşen markaları ağırlıyor.

+90 (532) 765 24 01
Reklam bilgi

Anket Karamanlılar yeni belediye başkanından hangi alanda çalışma bekliyor?
Tüm anketler